BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARINA ÇAĞRI
Hüseyin Çıplak yazısını daha çok kitleye ulaştırmak için paylaşmamızı rica etti. Hüseyin Çıplak’ın yazısı aşağıdadır.
Belediye başkanlığınız döneminde, kentimizin üst ve altyapısı ile çevre kalitesinin arttırılmasının, tarihi, doğal, sosyal ve kültürel değerlerin korunmasının, sağlıklı, güvenli, kaliteli, ekonomik ve çağdaş yaşam ortamlarının oluşturulmasının temel hedefiniz olmasını istiyoruz.
Biz temel hedefinizin alt ve üst yapısıyla, çevresel ve tarihsel değerleriyle, kültürel çoğulculuyla yaşanabilir bir ilçenin oluşturulması olmasını istiyoruz.
Stratejinizin ben değil biz mantığıyla konulara yaklaşmak olmasını istiyoruz.
Yerel yönetimlerin katılımcılığı benimseyen, temel kentsel sorunları toplumun tüm katmanlarının mutabakatı ile çözüleceğine inanan, şeffaf, hesap vermeye ve demokratik denetime açık, gücünü bir takım kişi ve gruplardan değil halktan alan yönetimler olmasını istiyoruz.
Biz insan onuruna yakışır, sağlıklı bir çevrede yaşam için, yerel yönetimlerin eğitim, sağlık, sosyal hizmetler ve yardım gibi temel kamu hizmetlerine, kamusal alan sorumluluğu ile yaklaşmasını istiyoruz.
Arguvan da yaşayanların müşteri değil kentsel hizmetlere eşit ulaşma hakkına sahip bireyler olarak görülmesini istiyoruz.
Biz yönetişim kavramı çerçevesinde Arguvanı ilgilendiren tüm kararların kapalı kapılar arkasında pazarlanmasını değil, halkın önünde tartışılmasını istiyoruz.
Meclis toplantılarının halka açık olmasını, alınan kararların kent içinde oluşturulacak noktalarda halka duyurulması, encümen kararları hakkında bilgi verilmesini istiyoruz.
Biz tüm Arguvan ilçesinin karar üretme süreçlerine en yaygın katılım mekanizmasının sağlanmasını istiyoruz.
Arguvanı ilgilendiren kararların belediye meclislerinden önce ilçe konseylerinde tartışılmasını ve şekillendirilmesini istiyoruz.
İlçe konseyinin yapısındaki bürokrat sayısının azaltılmasını, çoğunluğun meslek odaları ve sivil toplum örgütlerinden oluşmasını istiyoruz.
Biz Arguvanın kentleşme politikalarının ve imar planlarının kar ve rant temelinde değil, önce insan ilkesi temelinde geliştirilmesini istiyoruz.
Arguvan ilçesinin kamu yararına aykırı, yasa dışı plan değişiklikleriyle talan edilmesinin önlenmesini istiyoruz.
Biz sağlıklı, kaliteli yaşam ve çalışma alanlarının oluşturulmasında toplumun kolektif aklını ve irade etkinliğini temsil etmeyi amaçlayan planlama istiyoruz.
Biz Arguvan da yaşayan farklı sosyal kesimleri bölen, parçalayan değil, ortak yaşam ve dayanışma bilincinin geliştirildiği yeni kamusal mekanların üretilmesini istiyoruz.
Biz ilçemizde ve yakın çevresinde bulunan kamuya ait arazi ve yapıların satışı yada özelleştirilmesi yöntemleri ile elden çıkarılmasına son verilmesini istiyoruz.
Biz plan değişikliklerinin bir takım kişi ve gruplara hizmet aracı olarak, kat ve emsal artışı sağlamak, yeni konut alanları, alışveriş merkezleri, sanayi alanları elde etmenin bir aracı olarak değil, kentimizde eksiklikleri hissedilen yol, otopark, okul, sağlık ocağı, park, yeşil alan, oyun alanı, spor tesisleri gibi sosyal donatı ve teknik altyapı alanları elde etmenin bir aracı olmasını istiyoruz.
Biz tüm plan kararlarının katılımcı ve şeffaf planlama anlayışı çerçevesinde sorgulanabilir olmasını istiyoruz. Belediyelerin İmar Komisyonlarında meslek odalarının yer almasını istiyoruz.
Biz artık kamu yararına aykırı plan uygulamalarını durdurmak için yargıya başvurmak değil, kentimizde yapılan örnek uygulamaları tüm Türkiye‘ye duyurmak istiyoruz.
Biz deprem tehlikesi ve riskini dikkate alan afete duyarlı planlama yaklaşımının geliştirilmesini, yerbilimsel verilerin planlamaya entegrasyonunun sağlanması istiyoruz. Artık ilçemizde sıvılaşma alanlarının, taşkın alanlarının, heyelan alanlarının yerleşime açılmasını, insan hayatlarının tehlikeye atılmasını istemiyoruz. İlçemizin deprem senaryosu ve afet master planının bir an önce oluşturulmasını istiyoruz.
Biz artık kentimizin kamu alanlarının, tarım topraklarının, sit alanlarının kaçak ve ruhsatsız yapılaşmaya teslim edilerek, bir bir elden çıkarılmasını istemiyoruz. Yerel yönetimler tarafından kaçak yapılaşma ile etkin ve caydırıcı bir mücadele yürütülmesini istiyoruz.
Biz mevcut kaçak yapılaşmalarla oluşmuş bölgelerde yaşayan halka sağlıklı, planlı konut alanları ile ucuz arsa üretilmesini istiyoruz.
Biz kentsel dönüşüm projelerinde bugüne kadar görülen rant odaklı uygulamaların aksine, demokratik ve katılımcı bir anlayışla, halkın barınma ihtiyacı temelinde, kültürel, tarihi, yerel ve özgün dokuyu koruma ve Arguvan ilçesinin çıkarlarını gözetmesini istiyoruz.
Biz kentsel ulaşımın kamusal bir hizmet olarak algılanmasını, araç değil, insan odaklı politika ve projeler üretilmesini istiyoruz. Özel araç odaklı çözümler yerine toplu taşımacılığa önem veren ulaşım sistemlerinin planlanmasını, ulaşım sistemlerinin geliştirilmesine öncelik verilmesini istiyoruz.
Biz hukuka saygılı, toplumcu ve halkçı, kamu yararını gözeten, katılımcılığa ve paylaşıma açık, şeffaf, Arguvan ve Arguvanlıların çıkarlarını ön planda tutan, yerel yönetimler ve belediye başkanları istiyoruz.
ARGUVAN’DA KATILIMCI BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI NASIL OLMALI
Yerel seçimler hızla yaklaşırken, Malatya-Arguvan özelinde ve Türkiye genelinde siyasal partiler, belirledikleri adaylarla, özel strateji ve programlarla halkın önünde sınav vermeye başladılar. Seçimlerin sıcak atmosferinde, başta iktidar partisi olmak üzere tüm sağ partiler, birbirine benzer vaat yağmuruyla halkın güvenini kazanmaya çalışıyorlar. Sol ve sosyal demokrat partiler; iktidarın “yolsuzluk, kadrolaşma, sömürü, zulüm, yalan ve talan” politikalarına alternatif sunan yaklaşımlarla, yerel yönetimlerde öne çıkmaya çalışıyorlar. Sol partiler açısından bu politikalar, yerel seçimlerden başarılı sonuç almada yeterli değildir.
Toplumcu sol güçler açısından asıl sorun, sağ partilerin taklit edemeyeceği “katılımcı belediyecilik” anlayışını, ayırt edici özellikleriyle halka sunabilmek ve böylece halkın güvenini kazanabilmektir. Katılımcı belediyecilik anlayışı, emek eksenli güçlerin düzen karşıtı seçenekleriyle, sağ partilerin dayandığı sermaye güdümlü politikaları temelden sarsacak, yenilgiye uğratacak potansiyele fazlasıyla sahiptir.
Kamu yararını öne çıkaran toplumcu sol belediyecilik anlayışının “iktidar” iktidar olmasının yolu, ilçemizin bütününü kucaklayacak bir programı, Arguvan’nın farklı siyasal anlayışlarıyla birlikte oluşturmaktan geçmektedir. Bu kapsamda aklın ve bilimin önderliğinde, ezilenlerin birlikteliğini yeniden inşa etmek, halkın somut sorunlarına sahip çıkmak ve çözüm üretmek, “yerel İktidara” giden yolda önemli bir aşama olacaktır. Bunun gerçekleşmesi için şunların yapılması gerekmektedir:
*Kent bilincinin geliştirilmesi için “demokratik halk meclisleri”nin örgütlenmesi,
*Engelli yurttaşların kente ve kent yönetimine katılımlarının sağlanması,
*Yaşlılar, gençler, kadınlar ve çocuklar için katılım mekanizmalarının oluşturulması,
*Muhtarların katılım konusunda etkin hale getirilmesi,
*Site ve sokak örgütlenmelerinin oluşturulması,
*Sol içi tartışmaların ötelenmesi,
*Kimseyi dışlamadan farklı siyasal anlayışların kendini ifade etmesinin sağlanması,
*Seçimler öncesi ve sonrası süreçte yönetim adaylarının yapacağı iş; vaat vermek değil, sorunları başkalarına ihale etmek değil, demokratik katılımcılık anlayışıyla her şeyin halkla birlikte yapılması,
*Tüm yerel üreticilerin demokratik katılımıyla, halk kültür şenliklerinin örgütlenmesi, küresel sömürü karşıtı bu şenliklerde üretici haklarının öne çıkarılması… Örneğin: “Sütte Sömürüye Son!… Tereyağında Sömürüye Son!… Buğdayda Sömürüye Son !…”
*Üretenlerin kendi kendini yöneteceği, söz yetki ve karar sahibi olacağı mahalle – semt meclislerinin oluşturulması, bu meclislerin kesintisiz demokrasi okulları haline dönüştürülmesi,
*Sorunların, yerinde çözümü için mahalle sakinlerinin önerilerinin değerlendirileceği sosyal etkinlikler düzenlenmesi,
*Kent meclislerine işlerlik kazandırılması, katılımcı belediyecilik ilkelerinin belirlenmesi ve yaşama geçirilmesi… Bu ilkeleri şöyle sıralayabiliriz:
“ Katılımcılık, açıklık, çoğulculuk, öz yönetimci, insan odaklı, çevreyi koruyan, geliştiren; özgürlükçü, demokratik toplumcu, dezavantajlı gruplara duyarlı, eşitlikçi, yerelden genele çözüm üreten belediye anlayışı, kolektif çalışan, dayanışmacı, farklılıklara saygı; doğal yaşamı koruma ve geliştirme, çalışanların emeğine saygı, gücünü halktan alan; hesap veren, ekonomik ve kaliteli hizmet sunan…”
*Kent planlaması, kentsel tasarım, mimarlık vb. konularda, ilgili meslek örgütleri ile birlikte karar süreçlerinin örgütlenmesi,
*Sivil toplum kuruluşları, tüketici dernekleri üretici dernekleri ve köy dernekleri ile ilişkilerin kurumsal düzeyde sürdürülmesi ve “danışma kurulları” oluşturulması,
*Belediye hizmetlerinin denetiminin açık, şeffaf ve anlaşılır hale getirilmesi,
*Büyükşehir Belediye Meclisi ve İlçe Belediye Meclisi üyelerinin belirlenmesinde, nitelikli kadroların seçimi konusunda demokratik ve katılımcı bir yaklaşımın hayata geçirilmesi gereklidir.
*Toplumcu sol bir belediyecilik anlayışının geçmiş yıllardaki deneyimleri ve örgütlenme anlayışları, bizim için önemli bir birikim ve kaynak oluşturmaktadır.
Dünyada 1990’ların ortalarından itibaren gelişen güncel sol-toplumsal hareketlerin hepsinde, neo liberalizmin yok saydığı kitleleri muktedir kılmaya yönelik bir politik tutumun merkezi önemi ortaya çıkmıştır.
Bizde ise ezilenlerin, işçilerin, yoksulların kendi kendilerini yönetebileceği ya da bu yönde bir deneyime ön ayak olabilecek emekçilerin seçimini sağlamak yerine, Demokrat,sol,devrimci,yurtsever, sosyal demokrat vb yapılardan “akıllı-iyi fotoğraf veren-güzel konuşan- unvan sahibi, uzman” insanların halkı yönetmesi biçiminde bir tarz iyice yerleşti. Katılımcılık değil, bireysel yetenek öne çıkarılmaktadır. Oysa ülkemizde, Malatya-Arguvan’da “yeni bir yerel yönetim anlayışı” geliştirmeliyiz.
Ezilenler ile emekçilerin kendi kendilerini yönetme deneyimlerini ortaya çıkarmak hedefiyle ülkemizde, ilçemizde idari birikim oluşturabilecek ortak seçim kampanyaları yürütme eğilimini ortaya çıkarmalıyız.
Partilerin, sendikaların, yerel inisiyatiflerin, yerel derneklerin, kooperatiflerin, merkezi dernek üyelerinin ve genel olarak halkın katılımıyla oluşan ilçe ve mahalle düzeyinde örgütlenmiş meclisler üzerinden demokratik biçimlerle aday saptanmasında ve bir genel seferberlik duygusuyla seçim çalışmalarının örgütlenmesinde yarar vardır.
Bu katılımcı yönelimi, toplumsal değişime ve dönüşüme giden, stratejik bir odaklanmanın parçası olarak ortaya koymak ve sorunun yalnızca seçimler değil, toplumsal alanda, emek eksenli yönetsel güçlerin geliştirilmesi, halkın düzen karşısındaki örgütlenmesi ve demokratik halk iktidarı alternatifinin gösterilmesi, pratik olarak ancak üretenlerin yöneteceği katılımcı bir anlayışla mümkün olur.
Sonuç olarak, yaşadığımız kente, doğduğumuz ilçeye karşı sorumlulukları olan bizler; insanı temel alan, kültür ve sanata karşı saygılı, demokrasiyi ve katılımcılığı içine sindirmiş; belediyeleri, sömürü düzeninin,“gericiliğin” ve grupçuluk” anlayışını oyun alanı olmaktan çıkaracak yerel yönetimlerin işbaşına gelmesi için, enerjilerimizi ortaklaştırmak ve bu konuda toplumu aydınlatmak zorundayız.
Hüseyin ÇIPLAK